Hormonsal Meseleler #1

Herkese merhaba. Aklımda yazmak istediğim birkaç yazı vardı; ama sevgili Mustafa Özbek,  Testosteron: Seks, Güç ve Kazanma İradesi kitabından alıntı görmek istediğini yorumlara ekleyince aradan çıksın istedim. Henüz alıntıları deftere geçmedim.. Kitaptan işaretlediğim yerleri sırayla yazacağım :) Ancak kitap bilimsel bilgiye daha çok yer verdiği için alıntılardan ziyade önemli bulduğum bazı bilgileri özetlemeyi düşünüyorum. O zaman geçelim kitaba. :) 


Neden kıymet bilmeyen çocuk, yılanın dişinden sivridir; neden parasını kazanmış bekar erkeğin artık eş arayacağı evrensel bir gerçek olarak kabul edilir; neden elektrik kesildiğinde kibarca gecenin tadını çıkaracağımıza öfkeye kapılırız, ışığın ölümüne karşı öfkeleniriz?

Steven Pinker


  • Birçok kişinin merak edebileceğini düşündüğüm için ilk şu açıklamayı yazmak istedim. Çift cinsiyetli kişilerin nasıl oluştuğu kitapta şu şekilde açıklanmış:

Cenin testisleri başka maddeler de üretir, bunlardan biri de "anti-Mullerian hormonu" denilen, gelişmekte olan rahim ve ona bağlı yapıların gerilemesine neden olan bir hormondur. Eğer bu hormon doğru işlemezse küçük erkek hem erkek hem dişi iç üreme organları geliştirecektir. 

  • Bir diğer sıra dışı gelebilecek durum ise hiçbir dış genital organa sahip olmayan bireyler. Ben bunu daha önce hiç duymamıştım. Bu durum tıbbi olarak "Kloakal Ekstropi" olarak adlandırılıyormuş. Bu tür vakalarda cerrahlar için dişi genital organı yapmak daha kolay olduğu için bu genital organ doktorlar tarafından yapılıyormuş. Bu vakanın görüldüğü bir grup uzun süre takip edilmiş. Dişi genital organ eklenen bireylerden 4-13 yaşlarında olanların %42'si kendilerinin dişi, %55'i ise aslında erkek olduğunu söylemiş.



  • Eşcinsellerin heteroseksüeller kadar maskülen olmadığı ve bunun testosteron seviyesindeki düşüklükle bağlantılı olduğu iddiası da yapılan deneylerle yanlışlanmış. Yapılan ilk deneyler bunu onaylar nitelikteymiş; ancak ortada yanıltıcı bir dış etken varmış. Deneyim yapıldığı ilk dönemde eşcinseller arasında uyuşturucu kullanımı çok yaygınmış ve bu da testosteron seviyesini düşürüyormuş. Ancak bu değişkenden yapılan deneyler sonucunda eşcinsel bireylerin eşcinsel olmak sebeplerinin testosteron seviyesi olmadığı açığa çıkmış. 



  • Tüm insanlarda başlangıçta anneden gelen bir X kromozomu oluyor. Bu bireyin dişi olmasını sağlayan organların üretilmesini ve gereken hormonların salgılanmasını sağlıyor. Doğacak çocuğun erkek olması için babadan bir Y kromozomu gelmesi gerekiyor. Yani yıllarca erkek çocuk doğurmadığı için aşağılanan, toplumda yok sayılan kadınlar yine tüm çileyi cahil eşleri nedeniyle çekmişler. Kardeşim sen kromozomunu veremiyorsun diye bizim suçumuz ne git kendi çükünü kes, kadını neden kesiyorsunuz!? 

  • Testosteron hormonu her iki cinsiyette de bulunan bir hormon ve bu nedenle erkeklere özel davranış kalıplarının tek nedeni bu hormon şeklindeki yanılgıyı yazarlar yıkmaya çalışıyor. Ayrıca belli düzeyde ve üstündeki testosteron seviyesi insanların risk alma olasılığı, saldırganlık düzeyini de belli miktarda artırıyor olsa da tüm bunlar hormon seviyesiyle ölçülemiyor. Çünkü hormonla etkileşime geçen alıcıların rolü burada çok önemli. 

Bununla birlikte kitapta 4. bölüme kadar gelmiş olduk. :) Yazının çok daha uzun olacağını düşündüğüm için bugünlük burada bırakıyorum. Devamı gelecek. :) 


Yorumlar

  1. Kloakal Ekstropi ile ilgili bilgi haricinde diğerleri yüzeysel olarak bildiğim konulardı ama doğuştan gelen bu vakayı ilk defa duydum.. Zor biri durum ama en azından çözümü var. Teşekkürler bilgiler için:-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim. :) Değişik şeyler öğrendim ben de kitabı okurken.

      Sil
  2. Yanıtlar
    1. Ben de şaşırdım, hiç bilmediğim şeyler gördüm okurken :)

      Sil
    2. Çoğunu çeşitli yerlerde okumuştum ma yine de kitabı okumak isterim ben.

      Sil
  3. eşcinsel ve testosteron a şaşırdım :)

    YanıtlaSil
  4. Sayfanızda ne söyledimse beni de unutmayışınız ve yazdıklarınızı öne çekmeniz beni inanılmaz mutlu ediyor. Yanıbaşımda duran kediciği sevgiden bayıltana kadar kucaklamak gibi bir duyguya giriyorum ismimi görünce.
    İlginç konular olduğunu biliyordum kitapta, yazdıklarınız da bende epey merak uyandırdı çünkü alışagelmiş standart ölçülerin dışındadır yaptığınız alıntılar.
    Turuncu alıntı kısmı ise önemli olanın varmak değil yolda olduğunu söylüyor ki temel felsefi düşüncemin başlarında yer alır.
    İçimdeki sevgisel duygu durumumu kelimelerle ifade edemiyorum, umuyorum size de yansıtabiliyorumdur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de hep yolda olduğumuzu düşünürüm. :) Mutlu olmanız ve sayfamı ziyaret etmeniz çok mutlu ediyor beni de. :)

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar