İçimden Gelmedi #4

Bugün yazmak aslında içimden geldi :) Amaa kendimle yapacak o kadar fazla şeyim varmış ki her şeyi şu 2-3 güne sığdırmaya çalışıyorum. Sizin yazdıklarınızı da okuyamadım; ama pazartesi itibariyle arayı kapatırım :) Neyse bu yüzden bu seriden devam edeyim dedim. Bu "İçimden Gelmedi" serisini distopya özel yapma kararı aldım. :)

Savaşın asıl yaptığı, yok etmektir; ama ille de insanları yok etmesi gerekmez, insan emeğinin ürünlerini de yok eder. Savaş, halk kitlelerini fazlasıyla rahata erdirecek, dolayısıyla uzun sürede kafalarının fazlasıyla çalışmasını sağlayacak araç gereç ve donanımı paramparça etmenin, stratosfere yollamanın ya da denizin dibine göndermenin bir yoludur. 

George Orwell, 1984

Kitaplardan bu kadar nefret edilmesinin ve korkulmasının sebebini şimdi anlıyor musun? Onlar hayatın yüzündeki gözenekleri gösterir. Rahatına düşkün insanlar balmumundan aya benzeyen, gözeneksiz, tüysüz, ifadesiz yüzler ister yalnızca.

Ray Bradbury, Fahrenheit 451

Körler ülkesinde tek gözlüler kral olur.

Jose Saramago, Körlük 

Ölecek olduğumuzu doğduğumuzdan beri biliyoruz. Bu yüzden de bir bakıma hepimiz ölü doğmuş sayılırız.

Jose Saramago, Körlük

Kır çiçekleri ve manzara seyretmenin önemli bir kusuru var, bedavalar, diye açıkladı. Doğa sevgisiyle fabrikalar çalışmaz.

Aldous Huxley, Cesur Yeni Dünya

Ev, ev - boğucu bir yaşam; bir erkek, düzenli olarak doğuran bir kadın, her yaştaki erkek ve kız çocuklarından oluşan bir güruhun balık istifi yaşadığı birkaç küçük oda, hava alamazsın, boş yer bulamazsın; mikroptan arındırılmamış bir hapishane; karanlık, salgın hastalıklar ve kötü kokular.

Aldous Huxley, Cesur Yeni Dünya