İçimden Gelmedi #2
Herkese merhaba. Dün gece defterlerimi karıştırırken Platon'un kitaplarındaki bazı sorulara denk geldim. Sokrates'ten çok şey öğrenen Platon'dan benim de öğrendiğim bir şey var. Soru sormak, doğru sorular sorabilmek çok önemli. Bu ikilinin kullandığı tekniği çok seviyorum. Bazen insanların aklını karıştırıp kendi istedikleri cevapları zorla alıyorlar gibi :) Ama çok başarılı. Bir fikri savunacak olan herkes, özellikle hukuk alanında çalışanlar bu tekniği kavrayana kadar tüm eserlerini okumalı bence. Neyse, ben bugün burada uzun uzun diyaloglar yerine Platon'un iki kitabından birer soru bırakacağım :)
Bir insan kanunlarını sevmediği bir ülkeyi sevebilir mi?(Kriton kitabından)
Tanrılar dine uygun olanı, dine uygun olduğundan dolayı mı severler, yoksa sevdikleri için mi dine uygun bulurlar?
(Euthyphron kitabından)
Ben sanırım Say yayınlarından 8-9 kitabını okudum Platon'un. Bir de İş Bankası Yayınlarının Devlet kitabını okumuştum. Hepsinden ayrı ayrı keyif aldım; ama nedense okurken en çok hoşuma giden Küçük Hippias olmuştu. İyilik, kötülük ve ahlaki bakışla ilgili okunabilecek değişik bir kitap. Ancak eğer ilk kez Platon okuyacaksanız bunu tavsiye etmem, ince bir kitap olsa da düşünürün tarzına alışmak için başka bir kitaplar başlamak daha doğru olabilir belki de.
çok ağır sorular vallası :) devlet okuduydum en önemli klasiklerdeen :) soru sormak eveet cevap her zaman olmasa da sormak çok iyiiii :)
YanıtlaSilEvet zor sorular :)
SilMesela ben, İran'ı seviyorum, insanları çok sıcak kanlı, eşlerine saygılı, güzel insanlar ve her birinin evinde koca koca kütüphaneler vardır. Ama gel gelelim, kanunları aşırı gibi geliyor bana gerçi kadınlara haklar tanındı adımlar atılıyor ama
YanıtlaSilUzaktan İran'ın sesi hoş mu geliyor yani :) Gerçekten yaşamadan tam bir cevap bulmak zor sanırım buna.
SilDevlet kitaplığımdan bana bakıyor. Oku beni diyor. Ama biraz daha bekleteceğim. Bana çok soru sorulmasını hiç sevmem :)) Sorular zor. Üstünde düşündükçe cevaplarım değişiyor.
YanıtlaSilOnun da zamanı gelir :)
SilFelsefe doğru kullanıldığında bir bal gibi, yanlış kullanıldığında ise bir zehir gibi etkileyebiliyor insanı sanırım.
YanıtlaSilYapılan her şeyde önemli olan niyet bence de, tüm araçlar iyi ya da kötü için kullanılabilir nihayetinde. Doğru bir cevap olduğuna da inanmıyorum, yani sorular da iyi ya da kötü cevaba götürebilir bizi.
SilBurada bulunmam ile benim de bir sorum geldi, acaba ne zamana kadar her gün yazmaya devam edeceksin? :)
YanıtlaSilBilmiyorum ki :) Boşlukta iyi gidiyor burası :)
SilHer zaman düşünür, cevabını ararım. Evet, bilim, teknoloji gelişti ama felsefe, sosyal yaşam, ahlak, yönetim gibi konularda iki bin yıl önceki düzeyden bile geriyiz. Bugün bize Aristo, Sokrat, Platon rehberlik ediyorsa başka söze ne hacet. Soru sormak... İşte bütün mesele bu! Soru sormak, sorulara cevap aramak, kısaca aklımızı kullanmak insanı insan yapan özellikler. Şimdi ne yapıyoruz, sadece körü körüne inanıyoruz. Acaba doğru mu bu söylenenler diye aklımızdan bile geçirmiyoruz. Hep birlikte beyin körü olmuşuz.
YanıtlaSilBelki de bencilliğimizden ötürü aklımızı kullanmaya gerek duymuyoruz. Ne zaman ki dara düştük, o zaman aklımız başımıza geliyor ama artık çok geç oluyor. Ben antik Yunan filozoflarına hayranım, aslında okullarda okutulması gerekir bu insanların ortaya koyduğu fikirler. Sözlerinin hepsi doğru demiyorum ama insanlığın ufkunu açacağına eminim.
Kesinlikle. Bizimle birlikte cevaplarımız da değişiyor. Yani belli sıklıklarla var oluşa, hayata, ahlaka yönelik sorular sormayı tekrarlamalıyız. Biz eski cevaplarla, ya da başkalarının bizim için verdiği cevaplarla yetiniyoruz çoğu zaman. Oysa bazen günlük hayatın basit olayları üzerine yoracağımız aklı bazen bu tür şeyler düşünerek çalıştırsak keşke. Bunu yapmak illa dünyayı değiştirmez belki; ama bizim hayata bakış açımız bizi değiştirebilir. :)
Sil:)
YanıtlaSil