Dizi Müzik Falan

Eveet :) Buraya böyle yazılar pek gelmez. O yüzden bu yazı için heyecanlandım biraz. Dizi ya da film izlemeyi pek sevmem. Gerçi bu sene daha çok film izleyeceğim demiştim; ama geçen sene 3 tane izlediğim için bu sene hedefe ulaştık bile şimdiden :D Dizi izlediğimde de bölümleri kısa süreli diziler izlemeyi tercih ediyorum. Çünkü açıp dizi izlemem, anca yemek yerken falan izlerim bazen. 

Geçen sene başlayıp çok beğendiğim ve yeni bitirdiğim bir dizi hakkında yazacağım bugün. Daha önce de yazan çok kişi oldu gerçi, okudum; ama eksik kalmayayım :) "The Good Place" :) Ölüm sonrası hayata ilişkin, bol felsefe içeren, eğlenceli bir dizi. İyi ki denk gelip izlemeye başlamışım çünkü çok sevdiim :) İnsanın ne kadar doyumsuz olduğuna yönelik, ölümlü bir bedene sahip olmanın insan hayatı için ne anlama sahip olduğuna yönelik, çok güzel mesajlar veren bir diziydi bence. Sizlere de öneriyorum. 4 sezon ve bölümler de 20-25 dakika civarı. 

Bir de bugün Youtube'ta keşfetime düşen birini önereceğim size. İlk alttaki videosunu gördüm ve sonra çok hoşuma gitti bir sürü videosunu izledim. Sonra Instagram'da da takip ettim. Çok başarılı buldum. Müzikle ilgili daha önce şöyle bir şey okumuştum: İnsanlar genelde klasik müzik ve jazz müzik sevmezler çünkü insan beyni bunları kolay tahmin edemiyor. Bir pop şarkısı dinlendiğinde müzik tekrar eden notalardan ve melodiden oluşunca beyin buna daha kolay alışıyor ve seviyor; ama ilk kez dinlediğiniz bir klasik müzik şarkısında beyniniz notalara bu reaksiyonu veremiyor. Serdar Coşkun'u dinlediğimde de böyle hissettim. Çünkü bu müzik aletinin sesinden dinlemeye alıştığımız ezgiler genelde kendi kültürümüze ait şeyler ve farklı bir ezgi duymak zihnimi açtı sanki. :) Günün geri kalanının güzel geçmesi dileğiyle. :)