Makarna Masalı
Her gün olsa bıkmadan yerim dediğiniz neler var?
Ben makarnasız duramayanlardanım. Karbonhidratla ilgili hiç olumlu şeyler söylenmiyor genelde farkındayım; ama bence muhteşem bir şey. Acaba ilk nasıl ortaya çıktı? Şimdi araştırmaktan ziyade biraz hayal gücümü kullanmak istiyorum. :)
Bir adam vardı. İtalya'da bir kasabada yaşıyor ve geçimini yumurta satarak sağlıyordu. Kasabada haftanın bir günü pazar toplanıyordu o da satışlar için pazara gidiyor ve ailesini doyuracak kadar para kazanıyordu. Ama bir gün savaş haberi geldi. İşler iyi gitmemeye başladı. Satılmayan yumurtaları yakın çevresine dağıtmaya başladı adam. Savaş o kadar büyüdü ki imparatorluk görevlileri köye inip oradan güçlü görünümlü erkekleri almaya başladılar. Bizim yumurtacı da mecburen savaşa gidenlerden oldu.
Karısını çoktan doğum esnasında kaybeden yumurtacının bir kızı varmış. Kız 16-17 yaşlarındaymış. Tek bildiği şey de babasına yardım etmek olduğu için yumurta satmaya devam etmeye çalışmış; ama hala alıcı konusunda sıkıntı yaşanıyormuş. Köydeki aileler de hem annesi hem de babası olmayan bu kızı dışlamışlar. Bu yüzden yardımcı olmuyorlarmış.
Kız ne yapacağını bilememiş. Elinde bir sürü tavuk ve yumurtayla kalakalmış; ama artık yumurtalar bayatlıyormuş ve onların kullanılmadan bozulmasına gönlü razı gelmemiş. Parası da olmadığı için bu yumurtalarla kendini bir süre idare etmek istemiş. Ama evde ne şimdiki gibi buzdolabı ne başka bir şey varmış. Evde sadece tuz, un, yumurta ve ormandan toplanan zeytinlerle yaptıkları zeytin yağı varmış. Kız en son çare bunların hepsini karıştırmaya karar vermiş. Tabii bir sürü yumurta kullandığı için elinde çok lezzetli, bol proteinli bir hamur olmuş. Kız acıktığı zaman bu hamuru farklı şekillerde kullanmayı denemiş. Kızarttığında çok yağ gideceği için suya koyup haşlama kararı almış en sonunda. Tadını da beğenince pazara bu hamurla çıkmış. İkinci kez köye asker almaya gelen görevliler bu değişik şeyi görmüşler ve ne olduğunu merak etmişler. Kız onlara denemeleri için şimdi adına makarna dediğimiz şeyden yapmış. Sonra görevlilerin izniyle içine pazarda satılan bazı baharat ve domatesleri eklemiş. Bunu çok beğenen görevliler kızı imparatora kadar götürmüşler ve tüm asillerin beğenisinin ardından kız en genç imparatorluk şefi olmuş. Makarna da İtalyanların ünlü imparatorluk yemeği olmuş :)
Evet. Bu kadar uydurma yeter. Şimdi gidip makarnanın gerçekte nasıl ortaya çıktığını bulmaya çalışacağım :)
:))) bence çok güzel bir uydurma olmuş!!! Bu konuda bildiğim en eski hikaye, Çinlilerin noddle türü makarnaları ipek yolu ile İtalya’ya ulaştırdığı ;) Bu hikayenin bir çinli dilber versiyonu olabilir belki
YanıtlaSilYazarken aklıma gelmemişti hiç bu :)
SilMakarna sevenler için +1 :-)
YanıtlaSilYazdıktan 1 saat sonra koca tabak makarna yedim. Yazdan buzluğa attığımız domateslerle yaptık. :) Harikaydı :)
SilMakarnasız yapamayanlar burada kesinlikle ben de kalkıp sanırım bu saatte makarna yapacağım :)))) Hikaye güzel olmuş gerçeğini de bekleriz :)
YanıtlaSilAllah iyiliğini versin ya:) okurken inandım iyimi? Bende hergün yesem bıkmam:) Hikaye de güzeldi:)
YanıtlaSilEşimin ve çocukların en sevdiği yemek.
YanıtlaSil:))
Hikaye çok güzel bence.
oooooo vallahi güzel hikaye imiş, masal sanmıştımdıııı :) makarna, menemen, omlet, yumurtalı patates, her gün yiyebilirim :)
YanıtlaSilBen de pizza yiyebilirim sanırım ki denemiştim. :) Erasmusta her gün pizza yiyerek geçmişti günler. :) Özlüyorum.
Sil:)) iyi uydurmaydı...
YanıtlaSilben de makarna sevenlerdenim hatta şimdi görseldeki makarnayı görünce canım çok çekti:)
Gerçek hikayesini de yazarım bir ara. Ama benim uydurma hikayem kadar güzel değilmiş gerçeği :)
Sil