Ağaç Ev Sohbetleri #77

Herkese merhaba. 

Kitap okumaya çok önem veren biri olarak bu hafta ağaç ev sohbetlerine ben de katılmak istedim. Konumuz çocuklarda ve gençlerde kitap okuma alışkanlığının kazandırılması.

Düşününce hala inanamıyorum; ama küçükken kitap okumayı hiç hiç hiç sevmezdim. Okumayı öğrenmek çok zor olmamıştı; ama normal bir hızda okumaya başlamam çok uzun zaman almıştı açıkçası. Okumayı yeni öğrendiğim zamanlar öğlenciydim ben. Öğlene doğru uyanır sonra okula giderdim. Biraz oyun falan oynardım eve gelince de. Sonra ödev zamanı gelirdi. O kadar çok ödev verirdi ki öğretmenimiz. Hatırlıyorum. Ağlaya ağlaya yapardım :) Yaparken elim kopuyor zannederdim ağrıdan :) Çok sıkılırdım. Sanırım bunun da etkisi vardı, okumaya uzak kalmıştım hep. Ayrıca okuma hızı yarışması vs. yapılırdı. O zamanlar da yarışmalardan nefret ederdim zaten. Bazıları için teşvik olan o yarışmalar bana çok saçma, sığ gelirdi. Ne koşu yarışmasına katılmışlığım vardı ne de hızlı okuma yarışmasına :) En hızlı okuyabilen kız da bir şey anlamazdı hani okuduğundan. Bana saçma gelmesinin nedeni de buydu zaten. Kısaca başlarda bunlar okumaktan soğutmuştu beni. 

Oysa birçok kişiye (aslında bana da) komik gelen bir durum var. Okumayı uzun bir süre hiç sevmeyen bir çocuğun 9 aylıkken söylediği ilk kelime "oku"ymuş :) Ağzımdan çıkan ilk kelime o olmuş. Dayım öğrenci, annem ve babam da açık öğretimden üniversite okuyorlarmış o dönem. Ayrıca teyzem de öğretmendi ve elinde sürekli kitap olurdu. Ben de sanırım bundan etkilenmişim ve ilk söylediğim kelime oku olmuş. :) Artık konuyu toparlıyorum. Benim için kitaplara karşı tutumumun değişmesinde bir dönüm noktası oldu tabii. 

Uzun zaman devam etti benim bu kitaplara olan soğukluğum. Sonra lise 2'ye kadar geldim bu şekilde. Hala kitap okumaktan pek hoşlanmazdım. Ancak orada bir dönüm noktası yaşadım açıkçası. Öylesine kitapçıya girdiğim bir gün sırf kapağını beğendiğim için elime aldım Stephen King'in Sadist kitabını. Sonra arkasını okudum. Gerilim, korku filmlerini de seven biri olarak çok ilgimi çekti. Kitap okuma macerama öyle başlamış oldum. Bir süre hep aynı yazarı okudum. Sonra araştırıp sırasıyla Dan Brown, Agatha Christie ve Jean-Christophe Grange okudum. Ardından da çok ilgimi çektiği için psikoloji ve felsefe kitaplarını okumaya başladım. Benim asıl sorunum o zamana kadar doğru kitabı, yazarı bulamamakmış yani. Bu yüzden küçük yaşta ve gençlikte bu alışkanlığın kazanılması için en önemli şey olabildiğince farklı tür kitaba şans vermek sanırım. Aynı şeyin klasikler ve dünya edebiyatı için de geçerli olduğunu düşünüyorum. Ben uzun süre bu tür kitaplara da uzak kaldım. Ta ki Rus edebiyatıyla tanışına kadar. :) Ben kitap okumaktan keyif almayacak birini tanımıyorum yani anlayacağınız. Kendi deneyimimden verebileceğim en iyi tavsiye de doğru kitabı aramaktan vazgeçmemek :) 




Yorumlar

  1. Hemen hemen aynı sayılırız hocam, bende üniversiteye kadar öyle aman aman okuyan bir tip değildim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geç başlamanın da bazı avantajları var bence; ama çok erken başlayanlara da özenmeden duramıyorum :)

      Sil
  2. Doğru kitabı buldun mu hayatın müthiş değişiyor :)

    YanıtlaSil
  3. Yarışma konusundaki yorumunuzdan sonra bu yorumun arkasında yatan yaşanmışlığı okumak iyi oldu. Sizi anlıyorum aslında. Birincisinin bile ne okuduğunu anlamadığı yarışma fikri bana da sığ gelirdi sanırım ^^ Ama yarışma sadece yarışmak için yapılmıyorsa o zaman iş değişir diye düşünüyorum ben. Ayrıca sondaki tavsiye iyi oldu :) Vardır illa ki herkes için doğru türde bir kitap. Okuyamıyorum diye peşini bırakmamak lazım. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, sizin hikayenizdeki yarışma ödüllendirmeye dayalıydı tabii. Bizimki biraz daha aşağılama gibi oluyordu. :D

      Sil
  4. Katılıyorum doğru kitabı arayıp bulmak, çok önemli... Bence en önemli olanda bu kişi kendine en uygun kitapları keşfettikten sonra okuma alışkanlığı kazanacaktır. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  5. çok keyifli bir yazıydı bu, ağaç ev yazanlar listesine ekliyom, yazımın yorumlarında, kitap okuma süreci hikayen çok hoştu, oku, bu da hoştu, geç keşfettim diyosun yani ama olsun iyi keşfetmişsiiin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet geç oldu biraz :) Ama önemli değil. Açığı kapatmaya çalışıyorum :)
      Teşekkür ederiim.

      Sil
  6. Benim de değişik takıntılarım vardı önceden. :) Ama bir kez sevince okuduğumu artık çivi yazısı olsa okurum herhalde :)

    YanıtlaSil
  7. Ben de okuma sevgisini geç fark edenlerdenim. Aramızdaki fark, senin kitap okumaktan hoşlanmazken ben ise olayın farkında bile değildim. Okumam gerekenin sadece ders kitapları olduğuna dair sığ bir fikre sahiptim çocukken. Ne aileden ne de öğretmenlerimden beni okumaya yönlendiren kimse olmadı. Senin de yönlendirilmeden eline aldığın kitaplar iddialıymış. Neyse ki, kolay aşmışsın. Başarılar:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benimki de şans eseri oldu. :) Etrafımda o kadar kitap okuyan insan varken benim lise 2'ye kadar kör olmam da ayrı bir tuhaf :)

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar