Dert Yarıştırıyorum

Herkesin kendince derdi, endişesi olduğunu biliyor olsam da insan her zaman kendi problemlerine, sıkıntılarına odaklanıyor. Ancak bazen herkesin türlü türlü dertlere sahip olduğunu hatırlamak gerekiyor. Yine de çevremdekilerin dertlerini düşününce bu saçma gelmeye başladı son zamanlarda. 

Mesela ben 33.000 TL borçla işsiz şekilde yüksek lisans yapmaya çalışırken işi olup bundan şikayetçi olan, sonra iş değiştirmek amaçlı iş arayıp bu durumu kendine dert edinip bana ağlayan arkadaşlarımın bazen kafalarını bedenlerinden ayırasım geliyor. Ama baktığımızda hem ben hem onlar kendi seçimlerimizin sonuçlarını yaşıyoruz ve tabii hiçbir seçim tamamen mükemmel sonuçlar doğurmuyor. Ayrıca en nihayetinde onların çalışma hayatında nasıl sıkıntılar yaşayarak iş değiştirme fikri edindiklerini tam anlamıyla bilmem, onlarla doğrudan empati kurabilmem mümkün değil. Bir işe sahip olunsa dahi her sabah uyanıp nefret ettiğin bir ortamda sırf mecbur olduğun için bulunmak eminim kolay değildir. Örneğin ben son staj yaptığım ve bana iş teklifinde de bulunan yerden tacize uğradığım için ayrıldım ve elimdeki tüm imkanı silip attım (malum önce can güvenliği). Hem ben kendi durumumdan ne kadar şikayetçi olursam olayım bana çok baskı yapan bir ailem yok ve bu desteği göremeyen birçok kişi olduğunu etrafımda da gözlemleyebiliyorum. 

Uzun lafın kısası... Dünyada endişeye, strese sahip tek kişi değilim. Yalnız değilim. Hatta durum hiç de fena sayılmaz benim için (yazdı yalandan ölene kadar işsiz kalıp sokaklarda yaşayacağını düşünürken). Bu yüzden farklı noktalara odaklanmalıyım. İmkanlar dahilinde kendim için en iyisini yapmaya çalışarak zor günleri geçirebilmek gerek sanırım. Sonuçta yağmur bir bizim üstümüze yağmıyor öyle değil mi?

Yorumlar

  1. Çok samimi yazmışsınız ve çok doğru bitirmişsiniz. Yağmur sadece bizim üstümüze yağmıyor. Hepimizin hayatlarının gidişatı farklı, süreci ve imkanları farklı, idealleri ve hayalleri de farklı. Bundan ötürü yolda ayağımıza takılan taşlar da farklı, verdiğimiz tepkiler de. Ama sevdiğim bir söz var, herkes kendi derdini en büyük dert zanneder diye. Biraz öyle bir durum da var.

    Borçlanmak konusunda canınızı sıkmayın. Az bir meblağ olmayabilir, zaman zaman ruhunuzu da daraltabilir ama zorlasa bile birgün geliyor bakıyorsunuz ki her şey bitmiş. Zamanında öyle olması gereken ya olmaması gerekirken de olmuş durumlara ah vah etmek bir şey değiştirmiyor madem o halde yarını, hatta önce bugünü güzelleştirmek ve geçmişteki tecrübelerle yaşamak gerekiyor.

    Daha önemlisi var, sağlık.
    Bugün çaresiz yüzlerce hastalık ile hayata tutunmaya çalışan insanlar ve onları endişeyle bekleyen sevenleri de var dünyada. Ve eminim değil 33, 333.000 TL borcum olsa da keşke bu hastalık olmasa demeye hazırlardır. O yüzden biraz payımıza düşenle mücadele etmeyi bilmek gerekiyor.

    Öyle güzel açıklamışsınız ki zaten. Üstüne ne söz söylesem eksik olur, az kalır. :Çok mutlu ve huzurlu olmanızı temenni ediyorum yürekten. Her şey gönlünüzce olsun ve buraya her şey bitti diye yazabilmenizi umuyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım onu da yazabilirim, teşekkür ederim :) Sağlık konusunda söylediklerinizde de çok haklısınız. Herkesin payına bir şeyler düşüyor; ama iyi ki sağlıklıyım.

      Sil
  2. ah ah hadi en kısa zamanda sen de işe gir ve şikayet eeeet :) taciz, mobbing ülkemizin dertlerinden evet iyi etmişsin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mevkilerine güvenen insanlar her şeyi kendilerine hak sayıyor maalesef. Çıkıp hakkımı bile savunamadım korkudan...

      Sil
  3. Bazen dert yarıştırmak gerekiyor. Annem çok yapar. Sürekli "bakın nasıl hayatlar var, şükredin " der. Bazen zor oluyor. Doğru yolu bulamadığınızda ya da acılar sizi esir aldığında gözünüz hiçbir şeyi görmüyor. Ama hayat devam ediyor. Yani her zaman bir umut var. Umarım o borçtan bir an önce kurtulup, buraya minik bir not düşersiniz:)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar