Bazı Yazılar Bağırır


Bu ara internette evinin fotoğrafını paylaşanlar oluyor. Sonra bazıları yorum atıyor... Evin siyasi görüşü var diye. Ona bayağı gülüyorum. Aynı şeyi okuduğum şeyler için de ben hissediyorum. 

Bir sosyoloğun hayattan kopuk olması, yaptığı bilimi kötüye kullanması o kadar sinirimi bozuyor ki inanamazsınız. AÖF Çocukluk Sosyolojisi kitabını okumaya devam ediyorum bu ara. Yazar bu bilgiyi neresinden uydurduysa Türk kültüründe kız ve erkek çocuklar arasında bir fark olmadığından bahsederek başlıyor yazısına. Ancak üstünden 2 cümle geçmeden dil, sembol ve uygulamalar dahil olmak üzere ne kadar ayrımcı bir noktada olunduğu çok açık bir şekilde gözlemlenebiliyor. Hemen size kitaptaki birkaç alıntıyla birlikte örnek vereyim:

Türkler kız ile erkek çocukları arasında bir ayrıma asla gitmemişlerdir. ... "Ata oğlu ataç doğar" şeklinde sarf edilen cümleler Türklerde var olan düşünceyi net olarak ortaya koymaktadır. Bunun yanı sıra eski Türklerde doğacak çocuğun kız ya da erkek olduğunu öğrenmek için "Tilki mi, kurt mu?" ifadeleri de kullanılmıştır. Eğer tilki denirse doğacak çocuğu kız olacağı, eğer kurt denirse doğacak çocuğun erkek olacağı anlaşılmıştır. Burada tilki sinsilik, kurnazlık özelliği ile kurt ise yiğitlik timsali ile öne çıkmaktadır. ... Yine eski Türklerde ataerkil bir yapı mutlak egemen olduğundan çocuğun velayeti de babanın üzerinde olurdu. Ailede babanın töreleri geçerliydi"...

İşte yazı böyle devam ediyor. O kadar çelişkili ifadeler var ki. Eğer bir toplumun ataerkil olduğu kabul ediliyorsa kız ve erkek çocukları arasında ayrıma gidilmediği düşüncesi baştan sona aykırı bir ifade oluyor. Bu yazının sonraki bölümlerinde yazar oldukça yaşlı olduğunu belli eden ifadelerde de bulunuyor. Yeni nesle, yetişme şekline demediğini bırakmamış. Ancak bu konuda da düşünceleri çok sığ kalmış kendisinin. Eskiden çocukları komşuya vs. emanet etme konusundan çok büyük özgüyle söz etmiş, sokakta oynamayan çocukların durumunu inanılmaz derecede kötülemiş. Ancak bir sosyolog olarak zamanın dinamik yapısını gözden kaçırmış. Çocukların artık büyüklerin ufak bir versiyonu olduğundan ve bunun toplumu olumsuz etkilediğinden, arkadaş tavrı benimseyen ebeveynlerin çocuklarını ne kadar yanlış yetiştirdiklerinden bahsetmiş haddine olmayarak. Bazı noktalarda doğru şeylere parmak basıyor olsa da sosyolog diye geçinen bir yazarın bu kadar taraflı ve zamanın gerekliliklerini göz ardı ederek yazması komik. 

Yorumlar

  1. Öncelikle ev fotoğrafına yorum yapmak istiyorum:
    Mobilya mağazası ve perdeci sandım. Kimin eviyse kusura bakmasın hiç tarzım değil. Daha kötü sıfatlar kullanmıyorum kibar olmak adına hani okursa filan ayıp olmasın. Yani bedava deseler şu evde otur, tapusunu verelim. İstemem o derece.
    Sosyolog nasıl olmuş acaba merak ettim? Yani uzaktan eğitim filan mı - küçümsemek de istemiyorum....???? çocukları komşuya bırakmak oha! Hele ki bu zamanda! Daha geçenlerde Twitter alemi çalkalandı komşu çocuğu taciziyle. Eşitlik filan hikaye, bizde kız çocuğu hizmetçi gibi yetiştirilir, erkek çocuk tacı eksik prens! Belki de o yüzden şimdi bütün bu kadın cinayetleri.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bu daha çok sonradan görme AKP zevki :D
      Sosyoloji kitabında yazdığı için sosyolog sandım; ama yazar tarihçiymiş. Tarihçilerde böyle saçmalıkları çok görüyorum :) Gözleri kapalı yaşıyorlar.

      Sil
  2. Yaşa bağlı hafıza git gelleri olsa gerek:-) Yoksa neden başta savunduğunu üç satır sonra yalanlasın.. Gerçekten ilginç..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazarı biraz Google'da araştırdım :) Yazdıkları öyle hissettirse de yaşlı değilmiş pek, 75 doğumluymuş hatta :) Güya çalışmalarında kadın tarihi de varmış. Üniversitede genelde İnkılap Tarihi dersi veren bir hocaymış :) Çoğu tahminimde yanıldım aslında :D

      Sil
  3. bizim ülkede kız erkek ayrımı yok he ya he he :)

    YanıtlaSil
  4. Son zamanlarda ben de bu tür konuşmalara denk geliyorum sürekli. Türk toplumunun o kadar geçmişi değil aslında konusu edilen ama eskiden beri kadınların baş üstü edildiği, ayaklarının altında cennet olduğu iddia edilmesiyle sürekli olarak lafta yüceltmeler görüyorum. Bu tür yüceltmeler ve övgülerin hemen peşinden de "eskiden kadınlar tarlada doğurur işinin başına geri dönerdi", "benim 70 - 80 yaşında ninem çay toplamaya giderdi siz çok nazlısınız" şeklinde yermeler ve aslında kadını nasıl değersiz gördüklerini gösteriyorlar. Kimsenin bir dediği bir dediğini tutmaz bir noktaya geldi ne yazık ki.

    YanıtlaSil
  5. Ben yorum yazmıştım bu yazıya ama gelmemiş galiba.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben birkaç gündür yoktum o yüzden anca gördüm :)

      Sil
    2. Canın sağolsun, bazen yorumlar gitmiyor, teknik arızadan ötürü. O yüzden sorayım dedim. Gitmeyince yeniden yazıyorum. :)

      Sil
  6. Liyakatin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz verdiğiniz örnekte. Buna benzer insanlar profesör olup saçma sapan fikirlerini sözde akademik ortamda yayıyorlar. Alıntı yaptığınız cümleler çelişkiler silsilesi. Toplumun ataerkil yapısını göz ardı edip Türklerin kız ve erkek çocukları arasında asla bir ayrım yapılmadığını söylemek için kör olmak lazım. Bu adamlar ülkemizde akademisyen sıfatını taşıyor maalesef. Ülkemizde nereyi tutsan elinde kalıyor. Deveye sorulanı bize sorsalar, devenin verdiği "nerem doğru ki" cevabını gönül rahatlığıyla verecek durumdayız. Yazık bu ülkenin gençlerine, gelecek nesillerine. Hani diyorlar ya "nereden nereye", gerçekten doğru bir söz bu. Atatürk Türkiye'sinin ileriye umutla baktığı cumhuriyet gençleri, şimdi dışarıya nasıl kapağı atıp kurtulsam bu ülkeden diye fırsat kolluyorlar. Ve ne yazık ki bizim onlara dur kal, belki durum düzelir diyecek ümidimiz kalmamış.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendisi doktorasını almış bir öğretim görevlisiymiş. Tarih alanında çalışıyormuş ve uzmanlık alanlarından birinin kadın tarihi olduğu yazıyor :) Kadın tarihi çalışan birinin yazması da ironik :)

      Sil
  7. Yazarın başka kitapları da var mı? Yani sadece burada mı böyle genel tavrı mı acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yazar: Umut C. Karadoğan. Tarihçiymiş, Kadın tarihi vs. de çalışmış. Diğer yazılarına bakmadım; ama kadın konusunda başka yazıları da varmış.

      Sil
  8. Ne kadar saçma bir zihniyet bu böyle, gerçekten dediğiniz gibi çelişkilerle dolu. Bu tarz insanların kitap yazması bile benim sinirimi bozuyor artık. Yukarıdaki görsel ise gülümsetti:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O kadar çok var ki. Bu insanların yüksek mevkide olması sinirime dokunuyor en çok :(

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar