Bir Şarkı Eşliğinde

Bu hafta ağaç ev yazısını yazmak istemedi canım. Çünkü soruya karşı ilk aklımdan geçenlerin hepsini bu haftanın sorusunu da hazırlayan sevgili Ben, Andromeda'nın yazısında gördüm. :) Bu yüzden buraya Barış Manço'dan bir şarkı bırakıp gideceğim.


Bu arada şu son KPSS olaylarına canım sıkıldı. Ben hiç sınava hazırlanıp girmedim sırf bu üzüntüyü kendim de yaşamamak için. Türkiye'de her yıl o kadar İİBF mezunu verilirken ve bu kişiler 4 sene üniversite bitirip üstüne 2 sene KPSS sınavına girdiklerinde (ilk senelerinde istemiş oldukları puanı aldıklarını düşünelim) ve kurum sınavından da istedikleri puanı almak için ayrıca çalıştıklarında ve puanları 90 üstü olmasına rağmen zaten içerde ne döndüğü belli olmayan mülakatlara girmeye bile hak kazanamazlarken tanıdıkları vasıtasıyla devlet dairesine şoför, hizmetli, çaycı olarak giren kişilerin onca çalışan insanın hakkını yiyerek kurum içi kadroyla uzman olmaları can sıkıcı. 

Bir yazın da iç karartmasın be kızım diyorum kendime bazen; ama ne yapayım yani. Olan şeyi görmeyelim mi?

Yorumlar

  1. Barış Manço ve şarkıları hep değerli...

    YanıtlaSil
  2. Böyle adamlar kısa dünya menfaati için ahretlerini yakıyorlar ya çok yazık. :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel bir şey beklememek lazım onlardan boşuna.

      Sil
  3. kpss evet napcan ya bizim ülkenin halleri işte, derler ya, neyimiz doğru ki :) eğitim, ahlak, hukuk, ekonomi :)

    YanıtlaSil
  4. :-)) Gerçekleri dile getirmek lazım. İçimize ata ata patlama yaşamaktansa küçük küçük yazarak rahatlamak lazım:-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elden sadece yazmak, konuşmak gelince daha da gıcık oluyorum. :)

      Sil
  5. Bu iç karartısı ile 3 gündür yoksunuz, yani uzun zamandır giriştiğiniz "her gün yazma" eylemine ara vermişsiniz. Sizi bekliyor olacağım.

    YanıtlaSil
  6. Kol düğmeleri çok sevdiğim bir şarkı.
    KPSS olaylarına sıkılmakta haklısın ...

    YanıtlaSil
  7. Kol Düğmeleri, kesinlikle Manço'nun en sevdiğim şarkısı. Hem sözleri, hem bestesi çok duygulanarak dinlerim. Bu liyakatsızlık büyük bir problem oldu. İngilizce bilmeyen büyükelçi atıyor ve yanına dil bilen tercüman verdiklerini bile okudum. Bu haberin gerçek olmamasını isterdim çünkü dünyaya rezil, kepaze olmak demek. Bir büyükelçi elçi olduğu ülkenin dilini sular seller gibi konuşabilmeli hatta mümkünse bir, iki başka dil de bilmeli. Ekşi Sözlük'te insanlar "taşı taşa sürteydim, mağarada ateşi keşfedeydim de bu dönemde doğmayaydım" diyecek hale geldiler. Yazıklar olsun. Dilerim hesabı sorulur.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de bu dönemde yaşadığım için hiç memnun değilim. :) Pek umudum da kalmadı hesap sorulacağına dair.

      Sil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar