Ağaç Ev Sohbetleri #82


Herkese merhaba. Bu haftanın ağaç ev sohbetleri konusunu Kaptan Diary belirlemiş ve kendisinin yazısına buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. 

Bu haftaki konumuz şöyle: "Karşı cinste sizi en çok şaşırtan şeyler nelerdir? Sosyal yaşamda cinsiyet ayrımcılığını ortadan kaldırmak için neler önerirsiniz?"

Bir kadın olarak karşı cinste beni en şaşırtan şeyle başlayayım ki bu zaten ilk aklıma gelen çok basit bir cevaba sahip :) Ayakta çiş yapmak. Eğer kısa süre erkek olsaydım kesinlikle deneyeceğim ilk şey bu olurdu. 

Diğer konuya gelecek olursak... Benim çok önem verdiğim bir konu bu. Ben kadın ve erkeğin eşit olduğunu ya da olması gerektiğini düşünenlerden değilim çünkü bu iki cins arasında farklı hormonların var olması bunu zaten imkansız kılan bir şey. Ayrıca farklılıkları seven bir insanım. :) Ama eğer söz konusu toplumsal cinsiyetse işler değişir. 

Toplumsal cinsiyet toplum tarafından yaratılır ve çoğu zaman insanlara sınırlar belirleyerek onun belli kalıplar içinde hareket etmesine neden olur ve böylece bireyleri ulus-devlet düzenine ve kapitalizme uygun hale getirir. Ancak her birey farklıdır ve insanlara sadece cinsiyeti nedeniyle belli roller vermek ve bu rollerin dışına çıkan insanları dışlamak ya da öldürmek ırkçılıktan başka bir şey değil bana kalırsa. 

Toplumsal cinsiyet eşitliği, bireylerin cinsel yönelimleri ya da biyolojik cinsiyetleri nedeniyle toplumsal, ekonomik ve politik hayatta ayrımcılığa uğramaması demektir. Yani aynı işi yapan kadın ve erkeğin aynı maaşı alması demektir. Hetero dışında cinsel yönelimi olan birinin sırf bu nedenden dolayı iş hayatından dışlanmaması demektir. Erkek çocuk ağladığında "Ne o öyle karı gibi ağlıyorsun" diye aşağılanmaması demektir. Sakalı çıkmıyor diye bir erkeğin dışlanmaması, çocuğu olmuyor diye bir kadının şiddet görmemesi demektir. Bunların olması için önce dildeki kodları bozmak, söylemleri değiştirmek gerek ki çocuklar daha temiz bir zihinle yetişsin. Ama maalesef iş bununla bitmiyor. Bu eşitsizliğin ekmeğini yiyen o kadar çok kişi, kurum var ki... 

Girdiğim tartışmalarda, özellikle muhafazakar insanlarla girdiğim tartışmalarda, kadın ve erkeğin doğasının farklı olduğundan bahsediyorlar ve konuyu saptırıyorlar. Çünkü işlerine gelmiyor. Bu roller birçok kişinin işine gelir çünkü. Bunu savunan bir kadın, erkek evin tüm ekonomik sorumluluğunu üstüne aldığı için mutludur veya bunu savunan bir erkek kadının sadece ona verilenle yetinmek zorunda olmasından mutludur, böylece istediği zaman istediği gibi yönlendirebilir kadını. Bunu savunan özel şirketler mutludur çünkü aynı işi yapan kadın ve erkeğe aynı maaşı vermek zorunda kalmaz, kadına mobbing uygulayabilir, tehdit edebilir. 

Kanunlar yeterli mi, hayır. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için sözde kanunlar var evet. Mesela belli bir sayıda kadın çalışana sahip fabrikanın bünyesinde kreş tarzı bir şey bulundurması gerekiyor. Ama fabrika sahibi bu sayı 100'se 99 kadın çalışanda bırakıyor özellikle. Ne güzel değil mi :) Bir ülkede kanunun olması değil o kanunun saptırılmadan uygulanması gerek. Türkiye'de İstanbul Sözleşmesi'nin var olması yeterli değil. 6284 uygulanmadığı sürece sözleşme bir anlam ifade etmiyor çünkü. 

Yorumlar

  1. Değişik bir açıdan güzel bir yazı daha, kaleminize sağlık :) Ayakta çiş olayı sanırım çoğu kadının denemek istediği bir durum :)))
    Toplumsal eşitlik konusunda güzel yerlere değinmişsiniz...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim :) Üzerinde çok konuşulması gereken bir konu.

      Sil
  2. Ayakta yapmak yerine oturarak yapmak daha sağlıklı:-)) Ayrıca çok güzel ve önemli bir konuya değinmişsin, tespitler hem çok yerinde hemde çok doğru.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet onu biliyorum ve söylüyorum; ama kimse ciddiye almıyor öyle dediğimde :)

      Sil
  3. Sihirli Annem dizisi izleyerek uyur okulama öyle giderdim bir zamanlar. Bu dizinin bir bölümünde cinsiyet değişimini işlemişlerdi. Ya da ben öyle hatırlıyorum. Bu soruyu kendime çok kez sordum ve merak ettiğim birçok farklı sorumun olduğunu gördüm çünkü karşı cinsimde bende olmayan özellikler vardı. Epey uzunlamasına bir konu olduğunu biliyorum. Kısa kesiyorum. Ayakta işemek, erkeklerin otomatik davranışlarından biri. Doğrusu bu olmasa da çoğu kişi bunu ayakta yapıyor. Biliyor musunuz, hızlıca yazdıklarınıza uzunca yazılar ekleyebileceğimi fark ettim. Kadın- erkek duruma medyanın biraz dışından bakabilmenize de alkış tuttum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O bölümü hiç hatırlayamadım. :) Medya ayrı bir dünya o kısma hiç girmedim :) Zaten üstüne konuşulması gereken o kadar geniş bir konu ki. Teşekkür ederim.

      Sil
  4. Aaa kreş konusu çok ilginçmiş. Çok iyi fikir aslında uygulansa iş verimi bile artacak ama tepedeki patron saksıyı işletemeyince ne desen zor..
    Şu cümleni çok sevdim bir de, çünkü çok haklısın bazı kadınlar eşitlik için uğraşırken diğerleri “kadın olmanın ayrıcalığı” derse hiç bir yere varılamaz... “ Bu roller birçok kişinin işine gelir çünkü. Bunu savunan bir kadın, erkek evin tüm ekonomik sorumluluğunu üstüne aldığı için mutludur”

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim yorumunuz için. Benim yorumum çok profesyonel değil bu asıl çalışma alanım olmadığı için; ama sonuçta herkesin illa ki yaşanmışlıkları deneyimleri oluyor. Kreş konusu benim de duyduğumda çok ilgimi çekmişti. İnsanlar sistemin açığını bulup bir şekilde sıyrılmayı çok iyi beceriyor.

      Sil
  5. Ben de uzun zaman uğraştım; ama artık kendimi yorgun hissediyorum. Anlamak istemeyene anlatmak yorucu ve zaman kaybı sanırım :)

    YanıtlaSil
  6. Kadınların ayakta çiş yapmaya özlem duymalarının mantıksal bir izahı olsa da bunu dile getirmeniz beni şaşırttı doğrusu:)) Tanrı bile erkeklere torpil geçmiş bu hususta:) İlk yazdığın kadın ve erkek arasındaki eşitliğe karşı durman beni dumura uğratmıştı:) Elbette konu edilen toplumsal cinsiyet eşitliği biyolojik ve ruhsal açıdan farklılıkları zaten herkes tarafından kabul edilen, tartışmasız konular. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği konusunda söylediklerine katılıyorum. Ancak ne İstanbul sözleşmesi ne de 6284 cinsiyet ayrımcılığını ortadan kaldırabilecek kabiliyette değil bence. Özellikle 6284 sivrisinek öldürerek sıtmayı kurutmaya çalışıyor, asıl yapılması gereken bataklığın kurutulması. Örneğin söz konusu kanunun tanımlar maddesinde şiddete iki farklı tanım yapılmış. Birincisi kadına yönelik şiddet, ikincisi şiddet. Oysa şiddeti kadın erkek ayırmaksızın tek başlık altında toplamak gerekir. Kanun sözüm ona ayrımcılığı ortadan kaldırmayı hedefliyor ama ayrımcılığın dik âlâsını yapıyor. Cinsiyet ayrımcılığının temelinde toplumsal çarpık değer yargıları yatmakta. Bunları değiştirmeden cinsiyet eşitliğinden söz edilemez. Çözüm kadının bu gerçeği görmesinden geçer öncelikle, gerisi çorap söküğü gibi gelir. Teşekkürler, güzel bir yazı olmuş:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En azından birçok kişinin kullandığı tuvaletlerde daha avantajlı bir şey olsa gerek bu durum. :) Kimisi çözümden habersiz ve çaresiz hissediyor, kiminin bu şekilde yaşamak işine geliyor ve umursamıyor. Daha 3-4 gün önce Afganistan'da kadınlara şarkı söylemenin yasaklandığı haberini gördüm. Bazen diyecek bir şey bulamıyorum. Yorucu gelmeye başladı artık tüm bu olanlar.
      Uluslararası anlaşmalar ve ulusal hukuka geçirilenler her zaman birbirini tutmuyor ne yazık ki yoksa devletler çoğu uluslararası sözleşmeye girmezdi. Hatırladığım kadarıyla İstanbul Sözleşmesi'nin asıl metni cinsiyet ayrımı gözetmeksizin daha geniş bir tanıma sahip söz konusu alanda. Ama ulusal hukuka bunu sadece aile ve kadın olarak geçirdiler ki buna rağmen hala bir sürü insan var car car bağıran "Bu kanun ibneleri koruyor" diye. Ulusal hukuktan ziyade sözleşmenin birebir uygulanması benim açımdan daha doğru çünkü dediğiniz gibi bu vaziyette kadın, erkek, LGBTQ+ herkesi kapsayacaktı ve eşitlik sağlanabilecekti; ama 6284'ü bile kabul etmeyenler varken sözleşmenin aslı toplumda maalesef kabul görmeyecekti. Sadece bu değil, özellikle "aile" kurumunu temel alması da sıkıntılı bir şey, çoğu durumda yetersiz olacaktır.
      Ben teşekkür ederim yorum için.

      Sil
  7. yani yasalar olmalı ve uygulanmalııı :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar