Eğitim #2

Herkese merhaba. Eğitimle ilgili daha önce bir şey yazmama rağmen başlıkta #2 olmasının sebebi dün bu konuda Mustafa Özbek'in blogunda bir yazıyı okumuş olmam ve kendim yazmışçasına aynı düşünceye sahip olmamdan kaynaklanıyor. Kendisinin yazısını buraya tıklayarak okuyabilirsiniz. 

Aileden sonra çocukların toplumsal hayata adapte olması, eğitim alması, öğrenmesi ve sosyalleşmesi en önemli kurum okul. Eğitim sistemi, öğretmenler çocuklara bir yere kadar katkı sağlayabilir elbette. Bu katkının kalıcı olması için çocukların öğrenmesi gereken temel bazı mecbur şeyler dışında öğretilmesi gereken en önemli şey ise çocuklara yeni bakış açıları katabilmek amacıyla doğru soruların nasıl sorulacağı, araştırmanın nasıl yapılacağıdır. İnsanlar zaten bunu bildikten sonra ömür boyu yanında herhangi bir öğretici olmadan öğrenmeye devam edebilir.

Nedense bizlere soru sorma, araştırmaların nasıl yapılması gerektiğinin mantığı üniversitelere gidinceye kadar öğretilmiyor. Hatta açıkçası bazen yüksek lisans, doktora gibi süreçlere kalmak istemiyorsanız birçok üniversitede ön lisans ve lisans düzeyinde olsanız dahi bunu öğrenmeden hayata atılmak zorunda kalabiliyorsunuz. Bu çok ciddi bir eksiklik gerçekten. 

Bir ressamı geliştiren şey nasıl bir objeyi farklı perspektiflerden görebilip ışık gibi değişkenleri işin içine katarak çizim yapabilmekse insanı geliştiren de hayata farklı noktalardan bakabilmek, yorumlayabilmek ve sadece yargılamak yerine anlamaya çalışabilmek. Ancak bu ne yazık ki Türkiye'de mümkün değil. En basitinden din kültürü ve ahlak bilgisi adındaki derste sadece İslamla ilgili bilgi veriliyorsa bunun bahsettiğim şeyle ne kadar zıt olduğu çok aşikar.

İkinci olarak bahsetmek istediğim şey ise yakın zamanda şahit olduğum için toplumsal cinsiyet kalıplarıyla ilgili. Kardeşim orta son sınıf öğrencisi ve bu süreçte online eğitimler aldığı esnada aynı odada bulunduğumuz için bazı saçmalıklar duymak zorunda kaldım ve bu çok üzücüydü. Örneğin matematik öğretmeni "Ee artık evde olunca kızlar annelerine yardım etmeye başlamıştır" gibi cümleler kuruyordu. Böylece evde sadece annenin ev işi yaptığı ve kız çocuklarının yazgısının da bu olduğunu çocukların kafasına yerleştiriyor. Tabii bu kişinin  tamamen kötü niyetli bir şekilde bunu yaptığını söylemek doğru değil. Ancak öğretmenler mesleki formasyon alırken bu konuda da ciddi bir eğitimden geçmek zorundalar diye düşünüyorum. Matematik öğretmeni erkekti; ama bu sadece erkek öğretmenler için geçerli bir durum da değil. Örneğin teknoloji tasarım dersi veren kadın öğretmen "Bilgisayar gibi uğraşlar erkekler için" gibi bir cümle kurarken kaç kız öğrenciyi olumsuz etkilediğinin acaba farkında mı? Bunlar bilerek yapılan şeyler mi yoksa? Bir de teknoloji tasarım öğretmeni olacak. İroninin daniskası. :) 

Şunu diyebilirim ki benim kardeşim dersi dinlerken bu hoca ne saçmalıyor diyebiliyor; ama aile yapısı gereği gerçekten böyle bir hayat içinde yetişmiş kız ve erkek çocuklara okulda da bu şekilde bir eğitim veriliyorsa Türkiye'nin hem eğitimde hem de bilimde gelişmesi zaten beklenemez. Öğretmenlik için üniversitede nasıl bir eğitim veriliyor bilmiyorum; ama Türkçe öğretmenin yazdığı mesajlar yazım hatasıyla doluyken, eğitim alan birçok kişi işsiz kalırken Türkiye'de okumak şart sözü de bana anlamsız gelmeye başladı.